6.SINIF | VÜCUDUMUZDAKİ SİSTEMLER VE SAĞLIĞI

>>DUYU ORGANLARI<<
>>DENETLEYİCİ VE DÜZENLEYİCİ SİSTEMLER<<
>>VÜCUDUMUZDAKİ SİSTEMLERİN SAĞLIĞI<<

6. sınıf 6. ünite konusu olan vücudumuzdaki sistemler ve sağlığı konu anlatımıdır. Vücudumuzdaki sistemleri hatırlamak için vücudumuzdaki sistemler konu anlatımına göz atabilirsiniz.

DENETLEYİCİ VE DÜZENLEYİCİ SİSTEMLER

Vücudumuzdaki sistemlerin sorunsuz, uyumlu ve düzenli çalışmasını sağlar. Sinir sistemi ve İç salgı bezleri olarak iki bölümden oluşur.

SİNİR SİSTEMİ

Merkezi sinir sistemi ve çevresel sinir sistemi olmak üzere iki bölümde incelenir.

Sinir Hücresi-Sinir Sistemi-Vücudumuzdaki Sistemler ve Sağlığı
Sinir Hücresi (Vücudumuzdaki Sistemler ve Sağlığı)

1. MERKEZİ SİNİR SİSTEMİ

Merkezi Sinir Sistemi-Vücudumuzdaki Sistemler ve Sağlığı-Fen Bilimleri
Merkezi Sinir Sistemi (Vücudumuzdaki Sistemler ve Sağlığı)

BEYİN

  • Vücudun yönetim merkezidir.
  • Vücuttaki organları yönetir.
  • Duyu organlarının kontrolünü sağlar.
  • Acıkma, susama, hafıza, zeka gibi olayları gerçekleştirir.
  • Vücut sıcaklığını ve kan basıncını ayarlar.
  • İstemli hareketleri yönetir.

BEYİNCİK

Vücudumuzun hareket ve denge merkezidir.

OMURİLİK SOĞANI

İç organlarımızı kontrol eder. Sindirim, solunum, boşaltım gibi sistemleri kontrol eder. Öksürme, kusma, yutma hapşırma gibi olayları düzenler.

OMURİLİK

Omurga tarafından korunur. Beyin ve organlar arasında bağlantı sağlar. Reflekslerin kontrol merkezidir.

2. ÇEVRESEL SİNİR SİSTEMİ

Vücudu ağ gibi saran sinir hücrelerinin oluşturduğu sistemdir. Sinirler sayesinde uyarılar alınır, beyne gönderilir, beyinde oluşan uyartılar sinirler vasıtasıyla organlara taşınır.

Refleks: Vücudun uyarılara karşı gösterdiği ani ve istemsiz tepkilere refleks denir.

Refleks Nedir-Refleks-Vücudumuzdaki Sistemler ve Sağlığı
Refleks Nedir? (Vücudumuzdaki Sistemler ve Sağlığı)

Doğuştan Kazanılan Refleksler;

  • Emme refleksi,
  • Yüksek seste irkilme,
  • Işığa göre göz bebeğinin büyüyüp, küçülmesi
  • İğne batan elin geri çekilmesi.

Sonradan Kazanılan Refleksler;

  • Dans etme,
  • Örgü örme,
  • Araba sürme,
  • Limon görünce ağzın sulanması,
  • Müzik aleti çalma.

İÇ SALGI BEZLERİ

Sinir sistemiyle beraber sistemlerin çalışmasını düzenler.

HORMON: İçsalgı bezlerinin ürettiği kimyasal salgılara hormon denir. Kan ile vücuda dağılır.

HİPOFİZ BEZİ

Vücudumuzdaki Sistemler ve Sağlığı-Hipofiz Bezi-Fen Bilimleri 6. Sınıf
Hipofiz Bezi (Vücudumuzdaki Sistemler ve Sağlığı)
  • Beynin alt tarafında bulunur.
  • İç salgı bezlerinin çalışmasını denetler.
  • Büyüme hormonu salgılar.
  • Az salgılandığında cücelik, çok salgılandığında devlik oluşur.

TİROİT BEZİ

Tiroit Bezi-Fen Bilimleri 6. Sınıf-Vücudumuzdaki Sistemler ve Sağlığı
Tiroit Bezi (Vücudumuzdaki Sistemler ve Sağlığı)
  • Gırtlağın altında bulunur.
  • Tiroksin hormonu salgılar.
  • Vücuttaki kimyasal olayların düzenlenmesinde rol alır.
  • Tiroksin az salgılandığında guatr hastalığına sebep olur.

BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ

Böbrek üstü bezleri-vücudumuzdaki sistemler ve sağlığı-Fen bilimleri
Böbrek Üstü Bezleri (Vücudumuzdaki sistemler ve sağlığı)
  • Böbreklerin üst kısımlarında bulunur.
  • Adrenalin hormonu salgılar.
  • Adrenalin hormonu korku, stres ve heyecan durumlarında salgılanır.

PANKREAS BEZİ

Pankreas Bezi-Vücudumuzdaki Sistemler ve Sağlığı-Fen Bilimleri
Pankreas Bezi (Vücudumuzdaki Sistemler ve Sağlığı)
  • Hem enzim, hem hormon salgılayan karma bir bezdir.
  • İnsülin ve glukagon hormonu salgılar.
  • İnsülin kandaki şeker miktarını azaltır. Glukagon kandaki şeker miktarını arttırır.
  • İnsülinin az salgılanması ya da salgılanmaması durumunda şeker hastalığı ortaya çıkar.

EŞEYSEL BEZLER

Dişi ve erkek üreme hücrelerinin oluşmasını, dişi ve erkeklere ait özelliklerin ortaya çıkmasını sağlar.

ERGENLİK DÖNEMİ

Eşeysel hormonların salgılandığı, fiziksel ve ruhsal değişimlerin görüldüğü döneme ergenlik dönemi denir. 10-20 yaşları arasında olan ergenlik dönemi kişilere, cinsiyete ve bölgelere göre değişir.

Erkeklerde Görülen Bedensel Değişimler;

  • Sakal ve bıyıklar çıkmaya başlar.
  • Boy uzar, kilo artar, kaslar gelişir.
  • Sperm hücresi üretilmeye başlar.
  • Ses kalınlaşır.
  • Yüzde sivilcelenme görülür.
  • Ter salgısı artar.

Kızlarda Görülen Bedensel Değişimler;

  • Boy uzar, kilo artar.
  • Vücutta kıllanmalar görülür.
  • Yumurta hücresi üretilmeye başlar.
  • Adet kanaması başlar.
  • Kalçalar genişler göğüsler belirginleşir.
  • Yüzlerde sivilcelenme görülür.

Ergenlik Döneminde Görülen Ruhsal Değişimler;

  • Utangaçlık.
  • Kimlik arayışı.
  • Hayal kurma.
  • Yalnız kalma isteği.
  • Dikkat dağınıklığı.
  • Kendi başına hareket etme isteği.
  • Anne ve babaya karşı asi davranışlar.

DUYU ORGANLARI

Çevremizde ki olayları duyu organlarımız yardımıyla anlarız. Dışarıdan gelen basınç, koku, ışık, sıcaklık, gibi uyarılar duyu organlarında bulunan duyu resöptörleriyle alınır ve alınan uyarılar mesaj yoluyla beyne iletilir. Beyinde bu mesajlara bir cevap oluşturur. Vücudumuz, vücudumuzdaki sistemler yardımıyla oluşan bu cevapları gerçekleştirir.

Vücudumuzda göz, kulak, burun, dil ve deri olmak üzere beş çeşit duyu organımız vardır.

GÖZ

Görme olayını gerçekleştiren duyu organımızdır. Gözde, gözü koruyucu yapılar ve görmeyle ilgili yapılar bulunur.

Göz-Duyu Organları-Vücudumuzdaki Sistemler ve Sağlığı
Göz (Duyu Organları)

Gözü koruyan yapılar; kaşlar, kirpikler, göz kapağı ve göz yaşı bezleridir.

Kaşlar: Vücutta oluşan terin göze gelmesine engel olur.

Kirpikler: Dışarıdan gelen toz, toprak gibi yabancı maddelerin göze girmesini engeller.

Göz Kapağı: Refleks olarak kapanarak gözü dış etkenlerden korur.

Göz Yaşı Bezleri: Göz yaşı salgılayarak gözün nemli kalmasını sağlar.

Gözümüz 3 tabakadan oluşur. Dıştan içe doğru; sert tabaka, damar tabaka ve ağ tabaka.

  • Sert Tabaka: Gözün en dışında bulunan tabakadır. Gözün ön tarafında incelerek saydamlaşarak korneayı oluşturur. Kornea gözümüzde mercek (ince kenarlı mercek) görevi görür göze gelen ışığı kırarak göz bebeğinde toplar.
  • Damar Tabaka: Gözü besleyen damarların bulunduğu tabakadır. Gözün ön tarafında iris, gözbebeği ve göz merceğini oluşturur.
    • İris: Gözün renkli kısmıdır.
    • Göz Bebeği: İrisin ortasındaki boşluktur. Işık fazla geldiğine küçülür az geldiğinde ise büyür.
    • Göz Merceği: İrisin arkasında bulunur. Gelen ışığı kırarak, ağ tabakada ters görüntü oluşmasını sağlar.
  • Ağ Tabaka: Gözümüzün en iç tabakasıdır. Burada duyu almaçları, sarı leke ve kör nokta denilen yapılar bulunur.
    • Duyu Almaçları: Işığı algılayan yapılardır.
    • Sarı Leke: Görüntünün oluştuğu yerdir. Görüntü burada ters olarak oluşur. Duyu almaçları yoğun olarak burada bulunur.
    • Kör Nokta: Görme sinirlerinin gözden çıktığı yerdir. Burada duyu almacı bulunmadığı için görüntü oluşmaz.

NASIL GÖRÜRÜZ?

  • Cisimlerden yansıyan ışık ışınları ilk olarak saydam tabakaya gelir.
  • Saydam tabaka da kırılan ışık ışınları gözbebeğine ulaşır.
  • Göz bebeğinden gelen ışınlar göz merceğinde tekrar kırılır ve görüntü sarı lekede ters olarak oluşur.
  • Sarı lekede ki duyu almaçları oluşan ters görüntüyü görme sinirleriyle beyne iletir.
  • Beyinde görme merkezine gelen ters görüntü düz olarak algılanır.
  • Ve görme olayı gerçekleşmiş olur.

GÖRME BOZUKLUKLARI

Miyop: Uzağı net görememe göz kusurudur. Görüntü sarı lekenin önüne düşer. Bu göz kusuru kalın kenarlı merceklerle düzeltilebilir.

Hipermetrop: Yakını net görememe göz kusurudur. Görüntü sarı lekenin arkasında oluşur. İnce kenarlı mercek kullanımıyla düzeltilebilir.

Astigmat: Göz merceğinin pürüzlenmesi sonucu görüntünün bulanık oluşması şeklinde tanımlanır. Görüntü bulanık görünür. Silindirik mercekle düzeltilir.

Şaşılık: Göz kaslarının uyumsuz çalışmasıdır. Doğuştan oluşan bir göz kusurudur. Ameliyatla düzeltilebilir.

Renk Körlüğü: Renklerin ayırt edilemediği bir göz kusurudur. Kalıtsal bir hastalıktır. Tedavisi yoktur.

KULAK

İşitmemizi sağlayan duyu organımızdır. Dış kulak, orta kulak ve iç kulak olmak üzere üç bölümden oluşur.

Kulak-Duyu Organları-Fen Bilimleri 6.Sınıf
Kulak (Duyu Organları)
  • Dış Kulak: Kulak kepçesi, kulak yolu ve kulak zarından oluşur.
    • Kulak Kepçesi: Kıkırdak yapıda bulunur. Dışarıdan gelen sesleri toplar ve kulak yoluna aktarır.
    • Kulak Yolu: Burada bulunan kıllar ve salgı maddesi kulağa giren toz ve benzeri maddelerin içeriye girmeden tutulmasını sağlar. Kulak kepçesinden gelen sesleri kulak zarına iletir.
    • Kulak Zarı: Orta ve dış kulağı birbirinden ayırır. Kulak yolundan gelen ses dalgalarıyla titreşir.
  • Orta Kulak: Östaki borusu, oval pencere, çekiç-örs-üzengi kemikleri bulunur.
    • Östaki Borusu: Ağız boşluğuna açılır. Orta kulak ile dışarısı arasındaki basıncı dengeleyerek kulak zarının yırtılmasını engeller.
    • Çekiç-Örs-Üzengi Kemikleri: Kulak zarından gelen seslerin şiddetini arttırarak oval pencereye aktarır. Vücudumuzdaki en küçük kemiklerdir.
    • Oval Pencere: Sesleri iç kulağa aktarır.
  • İç Kulak: Salyangoz ve yarım daire kanalları burada bulunur.
    • Yarım Daire Kanalları: İşitmede herhangi bir görevi yoktur. Beyincik ile beraber vücudun dengesini sağlar.
    • Salyangoz: Salyangozda bulunan duyu almaçları, ses dalgalarını işitme sinirleriyle beyne gönderir.

NASIL İŞİTİRİZ?

  • Çevremizde oluşan ses dalgaları kulak kepçesi tarafından toplanarak kulak zarına iletilir.
  • Kulak zarı gelen ses dalgalarıyla titreşir ve bu titreşimler çekiç-örs-üzengi kemiklerine aktarılır.
  • Çekiç-örs-üzengi kemikleri ses titreşimlerinin şiddetini arttırır ve oval pencereye aktarır.
  • Oval pencere gelen ses titreşimlerini salyangoza iletir.
  • Salyangoza gelen ses titreşimleri duyu almaçlarıyla algılanarak işitme sinirlerine iletilir.
  • İşitme sinirleri ile ses, beyinde işitme merkezine iletilir.
  • İşitme olayı gerçekleşmiş olur.

İŞİTME BOZUKLUKLARI

İşitme kayıpları doğuştan ya da sonradan oluşabilir. Kulak zarı sertleşmesi, çekiç-örs-üzengi kemiklerinin bir birine kaynaşması, doğuştan olan işitme kayıplarıdır. Kulak zarı yırtılması, orta ve iç kulak iltihabı, menenjit gibi hastalıklar sonradan işitme kayıplarına neden olabilir. İşitme cihazı kullanılarak işitme kayıpları engelleri ortadan kaldırılabilir.

BUNU BİLİYOR MUYDUNUZ?

İşitme engelliler etraflarıyla iletişim kurabilmek için işaret dili kullanırlar. İşaret dili kelimeleri sadece ellerin kullanımıyla anlatıldığı bir dildir.

BURUN

Koku algılamamızı sağlayan duyu organımızdır. Burun dışarıdan aldığımız havanın ısıtılmasını sağlar. Burun içinde bulunan kıllar ve mukus tabakası, havanın içindeki toz ve diğer benzeri maddelerin tutulmasını sağlar. Burun boşluğunun üst kısmında sarı bölge bulunur. Sarı bölgede duyu almaçları yer alır.

Duyu organları-Burun-Vücudumuzdaki Sistemler ve Sağlığı
Burun (Duyu Organları)

NASIL KOKU ALIRIZ?

  • Çevreden yayılan koku tanecikleri soluk almayla burun boşluğuna girer.
  • Mukus içerisinde çözünen koku tanecikleri sarı bölgedeki koku almaçlarını uyarır.
  • Oluşan uyarılar sinirler vasıtasıyla beynin koku alma merkezine iletilir.
  • Koku alma gerçekleşir.

BURUN HASTALIKLARI

Sinüzit: Kafa tasının ön yüzeyinde bulunan sinüs boşluklarının iltihaplanması hastalığıdır. Koku alma hassasiyetinin azalmasına neden olur. İlaçlarla tedavi edilebilir.

Saman Nezlesi: Alerjik bir rahatsızlıktır. Hapşırma, burun akıntısı ve kaşınmaya neden olur. İlaçlarla tedavi edilebilir.

BUNU BİLİYOR MUYDUNUZ?

Aynı ortamda bulunduğumuzda bir süre sonra oradaki kokuyu algılayamayız buna koku yorgunluğu denir. Farklı bir koku geldiğinde, gelen yeni kokuyu algılayabiliriz.

DİL

Tatları algılamamızı sağlayan duyu organımızdır. Dilimiz, tat almayı, konuşmayı sağlar. Ayrıca sindirim ve yutma işlemlerine de yardımcı olur.

Dilimizin yüzeyinde bir çok tat alma tomurcukları bulunur. Tat alma tomurcukları içerisinde duyu almaçları bulunur. Duyu almaçları sayesinde tatlar algılanır.

Dilimizin belli bölgelerinde bazı tatları algılayan tat tomurcukları daha yoğun bulunur. Bu yüzden dilimizin farklı bölgelerinde farklı tatları algılarız.

Dil-Duyu Organları-Fen Bilimleri 6.Sınıf
Dil (Duyu Organları)

NASIL TAT ALIRIZ?

  • Besin maddeleri tükürük içinde çözünür.
  • Tat tomurcukları içerisindeki duyu almaçları uyarılır.
  • Duyu almaçları aldıkları uyarıları tat alma sinirlerine iletir.
  • Tat alma sinirleri beyindeki tat alma merkezini uyarır.

TAT ALMA BÖLGELERİ

TAT ALMA BOZUKLUKLARI

Tat Körlüğü: Kalıtsal bir hastalıktır. Bazı maddelerin tatlarının algılanmamasına neden olur. Tedavisi yoktur.

BUNU BİLİYOR MUYDUNUZ?

Tat alma ile koku alma arasında bir ilişki vardır. Bu yüzden nezle olduğumuzda yiyeceklerin tatlarını da algılayamayız. Çünkü nezleyken koku alma duyusu zayıflar.

DERİ

Vücudumuzu tamamen kaplayan en büyük duyu organımızdır. Vücut ısımızı ayarlar, solunum ve boşaltıma yardımcı olur. vücudumuzu dış etkilerden korur. Derimizde bulunan milyonlarca duyu almacı sayesinde sertlik, sıcaklık ve yumuşaklık gibi hisler algılanır. Deri, alt ve üst olmak üzere iki tabakadan oluşur.

Deri-Duyu Organları-Fen Bilimleri
Deri (Duyu Organları)

Üst Deri: Alt deriyi korur. Ölü hücreler burada bulunur. Deriye rengini veren hücreler de burada bulunur.

Alt Deri: Sinirler, kan damarları, ter bezleri, kıl kökleri, duyu almaçları ve yağ tabakasından oluşur.

  • Ter Bezleri: Terleme olayıyla boşaltıma yardımcı olur.
  • Yağ Tabakası: Vücudu dış etkilere karşı korur. Isı kaybını engeller.
  • Kan Damarları: Deriyi besler.

NASIL HİSSEDERİZ?

  • Alt deride bulunan duyu almaçları soğuk, sıcak, sert, yumuşak gibi duyuları algılar.
  • Duyu almaçları, alınan duyuları sinirlerle beyne iletir.
  • Böylece hissetmiş oluruz.

DERİ HASTALIKLARI VE TEDAVİSİ

Bazı mantar hastalıkları, deri üzerindeki yaralarda meydana gelen iltihaplanmalar, alerjik deri hastalıkları (kurdeşen, egzama) belli başlı deri hastalıklarıdır. İlaç kullanımıyla tedavi edilebilir.

VÜCUDUMUZDAKİ SİSTEMLERİN SAĞLIĞI

SOLUNUM SİSTEMİ HASTALIKLARI

ZATÜRE: Akciğer iltihaplanması olarak bilinir. Virüs ve bakteriler zatüreye neden olur.

KOAH (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı): Solunum yollarının iltihaplanması sonucu oluşur. Sigara dumanı, zararlı gazlar bu iltihaplanmalara neden olur. Nefes darlığı, kronik öksürük ve balgam gibi şikayetlere neden olur.

ASTIM: Akciğer içerisindeki hava yollarının ataklar halinde gelen tıkanmalarıyla beliren bir hastalıktır. Nefes darlığına neden olur.

GRİP: Virüs kaynaklı solunum yolu hastalığıdır.

DOLAŞIM SİSTEMİ HASTALIKLARI

KALP KRİZİ: Kalbe bağlı damarlarda meydana gelen tıkanma sonucu ortaya çıkar. Tıkanan damarların açılması ile hastalık tedavi edilebilir. Acil müdahale gerektiren bir hastalıktır.

KALP YETMEZLİĞİ: Kalbin vücuda gerekli kanı pompalayamama durumudur.

HEMOFİLİ: Kalıtsal bir hastalıktır. Kanın pıhtılaşma bozukluğudur. Bu hastalığa sahip kişilerde oluşacak kanama ölümcül olabilir.

ANEMİ (KANSIZLIK): Kandaki alyuvar sayısının azalmasıdır. Halsizlik, uyku isteği, çarpıntı, nefes darlığı gibi belirtileri vardır. Yetersiz beslenme, kalıtsal faktörler, vitamin eksikliği bu hastalığa sebep olur.

YÜKSEK (HİPER) TANSİYON: Kan basıncının yüksek olması sonucu ortaya çıkar. Çok sık görülen bir hastalıktır. İlaçla tedavisi mümkündür. Tedavi edilmediğinde ölümcül olabilir.

SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI

ÜLSER: Mide ya da on iki parmak bağırsağının mide asidi ile tahrip edilmesi sonucu oluşur. Tahrip edilen bölgelerde yaralar oluşur. Midede yanma, ağrı, bulantı, kusma gibi belirtileri vardır. Bakteri, alkol, sigara ve stres nedeniyle ortaya çıkabilir.

İSHAL: Bağırsağın besinlerdeki suyu emmemesi sonucunda oluşur. Sulu dışkılama şeklinde görülür. Sıvı kaybına neden olur. Küçük çocuklarda tedavi edilmezse ölümcül sonuçlara yol açabilir.

TİFO: Kirli sulardan ve temizlenmemiş besinlerden meydana gelir. Yüksek ateş, ishal, kusma gibi belirtileri vardır.

SARILIK: Kanda vücuda renk veren maddelerde meydana gelen değişim sonucu derinin sarı renk almasıdır. Bulaşıcı türleri de bulunur.

KOLERA: Kolera bakterisinin bağırsaklarda çoğalmasıyla oluşur. Yüksek ateş, şiddetli ishal belirtileridir. Hastalıktan korunmak için temizliğe dikkat edilmeli, pişmiş yemekler tüketilmeli ve kaynamış sular içilmelidir.

REFLÜ: Midede bulunan maddelerin yemek borusuna çıkması ve yemek borusunu tahrip etmesi sonucu oluşur. Yaygın olarak görülür. Kişilerin yaşam kalitesini düşürür.

Sindirim sistemi hastalıkları hakkında daha fazla bilgiyi buradan alabilirsiniz.

BOŞALTIM SİSTEMİ HASTALIKLARI

BÖBREK TAŞI: İdrar ile atılması gereken maddelerin, vücut dışına atılamaması sonucu böbreklerde birikerek, böbrek taşlarını oluşturması durumudur. Böbrek taşları, ilaç etkisiyle kendiliğinden veya yüksek enerjili ses dalgalarıyla kırılabilir. Operasyon ile de böbrek taşları alınabilir.

BÖBREK YETMEZLİĞİ: Böbreklerin kanı süzme görevini yapamaması hastalığıdır. Böbrek nakliyle tedavi edilebilir. Böbrek nakli olmadığı durumlarda, diyaliz tedavisi uygulanır. Diyaliz, diyaliz makinesiyle kandaki atık maddelerin süzülmesidir.

DESTEK VE HAREKET SİSTEMİ HASTALIKLARI

KEMİK KIRILMASI: İskelet sistemindeki kemiklerin yüksek basınç etkisiyle bütünlüğünü kaybetmesidir. Röntgen cihazıyla çekilen röntgen filmleriyle tespit edilebilir.

ROMATİZMA: Ağrı ve hareket kısıtlılığına neden olan, kas ve kemiklerde meydana gelen, şişlik ve şekil bozukluğudur.

DENETLEYİCİ VE DÜZENLEYİCİ SİSTEM HASTALIKLARI

ŞEKER (DİYABET) HASTALIĞI: Pankreastan salgılanan insülin hormonunun yetersizliği ya da insüline dirençli dokuların olması sonucu kandaki şeker miktarının yükselmesi hastalığıdır. Aşırı susama, sık idrara çıkma, yorgunluk, kilo kayıpları belirtileridir. Diyabet vücudumuzdaki sistemlere ve organlara da zarar verebilir. Tedavi edilebilir.

GUATR: Tiroit bezi tarafından salgılanan tiroksin hormonunun üretimi vücuttaki iyot mineraline bağlıdır. Yeterli iyot olmadığında tiroit bezi çok fazla çalışır, şişer ve guatr hastalığına sebep olur. Boyun bölgesinde şişme ve ağrı görülür. Yorgunluk, unutkanlık, üşüme ve saç dökülmesi gibi belirtiler görülür. İlaçla tedavi edilebilir.

CÜCELİK: Hipofiz bezinin salgıladığı büyüme hormonunun az ya da hiç salgılanmaması sonucu oluşur.

DEVLİK: Hipofiz bezi tarafından salgılanan büyüme hormonunun aşırı salgılanması sonucu vücudun ortalama büyüklüğün üzerinde olmasıdır.

KANSER: Bir organ ya da dokudaki hücrelerin, düzensiz olarak bölünüp çoğalması sonucu meydana gelen kitlelerin neden olduğu hastalıktır. Akciğer, göğüs, kolon (bağırsak), lösemi en çok görülen kanser çeşitleridir. Kansere, sigara ve alkol kullanımı, radyasyona maruz kalma, kalıtsal faktörler, kimyasal maddeler gibi birçok etkenler sebep olmaktadır. Günümüzde bir çok kanser türü erken evrelerde önlenebilmekte ve tedavi edilebilmektedir. Bu yüzden erken teşhisin önemi çok büyüktür.

Yaygın olarak kullanılan tedavi yöntemleri ışın tedavisi, kemoterapi ve cerrahi tedavilerdir.

ALKOL VE SİGARANIN ZARARLARI

Alkol ve sigara kullanımı tüm Dünya da yüksek oranlarda görülen zararlı bir alışkanlıktır. Bu maddeleri kullanmak insanlarda bir çok hastalığa neden olur.

Alkol ve Sigaranın Zararları-Fen Bilimleri 6.Sınıf 6.Ünite
Alkol ve Sigaranın Zararları

Sigaranın Zararları;

  • Kalp ve damar hastalıklarına neden olur.
  • Akciğer hastalıklarına ve KOAH’a sebep olur.
  • Damarlarda tıkanmadan kaynaklı kalp krizleri ve felce neden olur.
  • Midede gastrit, ülser ve kansere sebep olur.
  • Ağız kokusu ve dişlerde sararmaya sebep olur.
  • Hamilelikte çocuğun olumsuz gelişimi ve erken doğuma sebep olabilir.

Alkolün Zararları;

  • Gırtlak, mide ve pankreas kanserine sebep olur.
  • Karaciğerde hasarlara yol açar.
  • Beyin işlevlerinde bozulmalara yol açar.
  • Kanın pıhtılaşmasını engeller.
  • Kalp ve kan dolaşımı hastalıklarına neden olur.
  • Alkollü makine ve araç kullanımında kazalara neden olur.

ORGAN BAĞIŞI

Beyin ölümü gerçekleşen kişilerin doku ve organlarını, başka hastaların tedavisi için kullanılmasına, hayattayken kendi isteğiyle izin vermesine denir. 18 yaşından büyük olan her birey organ bağışında bulunabilir. Günümüzde bağış yapılabilen organlar böbrek, kalp, kalp kapakçığı, karaciğer, kornea, pankreastır.

4 Comments

  1. SAMİ 7 Mayıs 2022
    • Muallim 8 Mayıs 2022
      • ZEHRA 30 Mayıs 2022
  2. *ZEHRA* 30 Mayıs 2022

Leave a Reply